Arı sütü, çeşitli yaş gruplarındaki bireyler için faydalı bir besindir. Ancak, arı sütü alerjisi olan kişilerde tüketimi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Arı sütü, genç işçi arıların yutaküstü bezlerinden salgılanan jel kıvamında, suda çözünebilen, ekşi ve keskin kokulu, kremsi yapıda bir maddedir. Bu madde, kraliçe arının temel besin kaynağı olduğu için "süt" olarak adlandırılmaktadır. Rengi beyazdır ve 5-15 günlük işçi arılar tarafından üretilir.

İşçi arılar, sadece larva döneminde 6 gün boyunca arı sütüyle beslenirken, kraliçe arı hayatı boyunca yalnızca arı sütü ile beslenir ve bu sayede 5-7 yıl kadar yaşayabilir. Kraliçe arılar, kendi ağırlıkları kadar yumurta üretebilir ve bu durum TÜBİTAK araştırmalarına göre arı sütü ile beslenmeleri sayesinde gerçekleşir. Arı sütü, A, C, D, E vitaminleri, kompleks B vitamini, 22 farklı amino asit, fosfor, selenyum, manganez, magnezyum ve çinko gibi birçok önemli mineral ve çeşitli hormonlar ve enzimler içerir. Ayrıca, insan metabolizmasına olumlu etkileri olan HDA-10 içeriği ile de dikkat çeker.

Arı sütü alerjisi olmayan kişilerde bile tüketim miktarı uzmanlar tarafından belirlenmelidir. Özellikle çocuklar ve kalp ritim bozukluğu olan kişilerde arı sütü kullanımı dikkatle yapılmalıdır. 1 yaşından küçük çocuklarda arı sütü kesinlikle kullanılmamalıdır. Aşırı dozda veya yanlış kullanılan arı sütü, arı sütü alerjisi sorununa yol açma ihtimali taşır. Arı ürünlerine alerjisi olan kişilerde de arı sütü alerjisi riski yüksektir ve bu nedenle tüketilmemesi önerilir.

Astım, saman nezlesi gibi hastalık geçmişi olan bireylerde arı sütü, egzama, göz ve yüzde ödem, ürtiker, kaşıntı, burun kanaması, konjuktivit, solunum güçlüğü ve astım gibi alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Bu nedenle bu tür sağlık geçmişine sahip kişilerde arı sütü kullanımı kesinlikle önerilmemektedir. Bazı durumlarda anafilaksi, kronik astım ve ölüm gibi ciddi sonuçlara yol açabilir.

Arı sütü alerjisi, İmmunoglobulin E (IgE) kaynaklı aşırı duyarlılık reaksiyonları ile ilişkilidir. Arı sütünün deri yoluyla alınması durumunda, deride kaşıntı, şiddetli ödem ve bulaşıcı deri iltihapları gibi alerjik reaksiyonlar görülebilir. Ayrıca, mevcut deri iltihabı gibi rahatsızlıkların şiddetini artırabilir. Bu nedenle deri iltihabı problemi olan kişilerde arı sütü kullanımı kesinlikle önerilmemektedir.

Arı sütü, içerdiği zengin besin maddeleri ve sağlık üzerindeki olumlu etkileriyle dikkat çekse de, alerjik reaksiyon riski taşıyan bireylerde dikkatle kullanılmalıdır. Özellikle alerji geçmişi olan bireylerin ve küçük çocukların arı sütü tüketiminden kaçınmaları gerekmektedir. Uzmanlar tarafından belirlenen dozlarda ve öneriler doğrultusunda kullanılması, olası alerjik reaksiyonların önüne geçmede önemlidir.